socratesXreflect_alt

Şimdiki Zaman

5 dk

‘Sadakat’ ana konulu 89'uncu sayımızın girişinde Caner Eler’in kaleminden Real Madrid ile son 10 yıla damga vuran Pablo Laso yer alıyor.

"Olup bittiği zaman her şeyi görebiliyorum, geçmiş konusunda çok iyiyim. Anlayamadığım şey şimdiki zaman. (...) İlişkilerde çalışmak zorundasın. Bir şeyler ters gittiğinde onları öylece terk edemezsiniz." -Ölümüne Sadakat, Nick Hornby

Pablo Laso Biurrun, Haziran 2011'de Real Madrid'in başına geldiğinde kulübün basketboldaki başarı kültürü bir süredir erozyona uğramıştı. En son 1995'te Zeljko Obradovic yönetiminde ve Arvydas Sabonis önderliğinde Euroleague şampiyonluğu kazanan takım, o günden sonra üç lig şampiyonluğu kazanmış; 1997 Saporta Kupası'nı ve 2007 ULEB Kupası'nı müzeye götürmüştü. Euroleague içinse olumlu konuşmak zordu. 1950'ler ve 60'lardan bu yana aynı futbol takımı gibi büyük bir kazanma kültürüne sahip basketbol şubesi yaklaşık 16-17 yıl boyunca Avrupa'nın zirvesinden bir hayli uzaktı. 2009'da tekrar başkan olan Florentino Perez'in her branşta başarı mottosuna uygun biçimde bolca para harcayıp kurduğu takımın başına getirdiği Ettore Messina ile de yollar ayrılınca, yeni bir arayışa gidildi...

Pablo Laso, 2003-2004 sezonunda alt liglerde başladığı koçluk kariyerinde aslında çok parlak bir özgeçmişe sahip değildi. Büyük isimlere imza attırmayı seven Perez'in tercihi bu nedenle biraz şaşkınlığa yol açmıştı. Ancak Laso'nun 1997 Saporta Kupası'nı kazanan takımın oyun kurucusu olması çok önemliydi. 1967 Vitoria doğumlu Bask kökenli Laso, 19 yıllık basketbolculuk kariyerini bitirdiğinde aynı zamanda ACB Ligi tarihinin en fazla asist yapan ve top çalan ismi olmuştu.

Angel Cabrera'dan Pedro Ferrandiz'e, Lolo Sainz'den Zeljko Obradovic'e uzanan temelleri çok sağlam atılan 'her zaman zirveye oynama' kültürünü yeniden canlandırma görevi artık Laso'daydı. 10 sezonda bu mottonun üstüne birkaç kat daha çıkacak hatta tanımı baştan yapacaktı. Laso döneminde iki Euroleague zaferi, altı lig birinciliği ve -1993'ten beri kazanılamayan- Kral Kupası'nda da altı şampiyonluk dahil 22 kupa vardı. Asıl önemli olan oynanan yüksek tempolu, hızlı ve keskin basketbol stilinin bir kimlik haline gelmesiydi.

Golden State Warriors'un yaptığı devrimi belki de Avrupa'da ilk yapan Laso'nun takımıydı. Sergio Llull, Rudy Fernandez, Sergio Rodriguez, Felipe Reyes gibi İspanyol yıldızlarla özünü oluşturduğu kimliğin etrafına diğer oyunculardan bir ağ ördü. İnsan ilişkilerindeki başarısı onu koç olarak daha da büyüttü. Luka Doncic, Walter Tavares, Facundo Campazzo, Usman Garuba gibi oyuncuların gelişimine büyük katkısı olurken gerektiğinde de Andres Nocioni, Jaycee Carroll gibi deneyimli oyuncuların performansını maksimize etmeyi de başardı. Eski bir koç olan babası Pepe Laso oğluyla ilgili şunları söylüyordu: "Pablo oyuncularını bilmedikleri bir şeyi yapmaya zorlamazdı, onları yaptıkları şeyde en iyisi olmaları için motive ederdi. Carroll çok iyi bir şutör mü, o zaman olabildiğince ondan dış şut bulabilmek için setler yarattı." Laso'nun Real Madrid'i 860 maçta 659 zafer ile %76,6'lık bir galibiyet oranı yakalayıp zirveye yerleşti. Takım, artık 'Don' Pablo'dan ayrı düşünülemez gibiydi…

Ancak geçen haziran başında her şey bir anda değişiverdi. Tam da Barcelona ile oynanacak ACB Ligi final serisi öncesinde Pablo Laso kalp krizi geçirip hastaneye kaldırıldı. Sezon içinde Laso covid-19 pozitif olduğunda takımı yöneten asistanı Chus Mateo'nun yönetimindeki Real Madrid şampiyonluğu kazandı. Euroleague normal sezonunu iyi bitiremeyen takım, play-off'larda yine 'Laso takımı' havasına bürünüp Final Four'da Barcelona'yı yıkıp geçse de Anadolu Efes'in elinden kupayı alamamıştı. Laso için sezon kâğıt üzerinde iyi bitmişti. Ancak Real Madrid yönetimi geçen ay yaptığı açıklamayla kulüp doktorlarının verdiği rapor doğrultusunda Pablo Laso ile yolları ayırdıklarını duyurdu. Ertesi gün 54 yaşındaki Laso'dan gelen açıklama şöyleydi: "Eğer kulüp benim sağlık durumum hakkında bu kadar endişelendiyse keşke bana ellerine geçen sağlık raporlarını ulaştırsalardı. Benimle yakından ilgilenen sağlık ekibi bana koçluğa geri dönüşüm hakkında herhangi bir problem olmadığını tümüyle garanti etti. Real Madrid ise yola benimle devam etmemeyi tercih etti. Ben bir basketbol koçuyum ve şu an için sadece gelecek sezona odaklanmış durumdayım. Real Madrid'in benimle yola devam etmeme kararını anlayabiliyorum. Takımdaki son sezonumu geçireceğim için çok heyecanlıydım, bu yüzden beni en çok üzen nokta da gelecek yıl Real Madrid'i çalıştıramayacak olmam."

Laso ile yönetimin arasının limoni olduğu daha önceki yıllarda da konuşulmuştu. Onun yanında olanların sayısı hiç de az değildi. İlginç noktalardan biri de Laso'nun yerine 2014'ten beri asistanlığını yapan Chus Mateo'nun geçmesiydi. Ama tartışma nereye bağlanırsa bağlansın bir gerçek vardı: 2010'lu yılların belki de en başarılı koçu artık Real Madrid'in başında olmayacaktı...

Laso olayından sonra Tanıl Bora'nın Birikim'de çıkan Sadakat başlıklı yazısı aklıma geldi: "Sadakat kelimesinin Arapçada bereketli bir kökü var. İlk anlamı, bugünkü yerleşik kullanımına yakın: Dostluk (refiklik!), vefalılık, içten bağlılık. Ahde vefa, söze sadakat. (...) Spinozacı çağdaş felsefeci André ComteSponville, Büyük Erdemler Risalesi'nde [2] "aşkın aşkı" der sadakat için; "gerçekleşmiş olan şeyin süren aşkı"... Sevdiğine, aşkına sadakatin sahih anlamı budur. Arkadaşa, refike sadakati de katabilirsiniz yanına – dikkat: eşitler arasında, dahası biraz da o eşitliğe duyulan sadakattir bu. Comte-Sponville, sadakatin erdemini, insanı insan yapan belleğe duyulan bağlılıkta köklendiriyor. Hatta bellek erdemi veya "erdem olarak belleğin ta kendisi," diyor sadakat için. Hakikate sadakatin anlamını burada buluruz. Yaşanmışın, tecrübenin bilgisine, altını çizelim, eleştirel bilgisine bağlılık." Sadakatin ve bağlılığın hep sporculardan veya antrenörlerden beklendiği bir ekosistemde kulüplere de arada bir bellek erdemi gerekebiliyor. Ursula Le Guin'in yazdığı gibi "Dayanışma veya sadakat seçme şansınızın olmadığı bir hapishane değil, özgürce yapılacak bir seçimdir."

Bu sayı; insani erdemleri sonuç, güç, iktidar ve başarı ihtirasının önüne koyabilenler için...

Socrates Dergi