socratesXreflect_alt

Kontrast

8 dk

Kort dışında alçakgönüllü ve sempatik, kortta fazlasıyla acımasız… Kadın tenisinin yeni dünya 1 numarası Iga Swiatek, zıtlıkların mükemmel bir uyumu.

"Bir daha asla kaybetmeyebilir."

Iga Swiatek, 2022 Fransa Açık'ta ilk tur maçını oynarken tribünlerde rejinin dikkatinden kaçmayan bir döviz vardı. Paris'e 28 maçlık galibiyet ve beş turnuvalık şampiyonluk serisiyle gelen Polonyalı tenisçiye atfedilen cümle, siz bu yazıyı okurken daha anlamlı ya da daha anlamsız hale gelebilir. Yine de yirmi yaşında bir oyuncunun, kadın tenisi gibi hegemonya kurmanın epey zor olduğu bir alanda yaptıkları azımsanacak gibi değil. Ashleigh Barty'nin zamansız ve bir o kadar beklenmedik emekliliği sonrası dünya sıralamasının zirvesine çıkan Swiatek'in şu an gözle görülür bir rakibi yok.

Evet, Swiatek'e dair girizgâhta belirttiğim istatistikler etkileyici ama tenis tarihi çok daha sıradışılarını gördü. Örneğin Chris Evert'ın toprakta altı sene ve 125 maçlık yenilmezlik serisi mevcut. Martina Navratilova'nın tüm zeminleri kapsayan 74, Steffi Graf'ın 66 maçlık galibiyet serileri de bahsetmeye değer. Swiatek'in 2022 sezonunda özel olan şey ise; yirmi yaşında bir oyuncunun devlerle aynı paragrafın parçası olabilecek potansiyeli göstermesi ve izleyenlere bir daha asla kaybetmeyebileceğini düşündürtmesi. Serena Williams'ın 2017'de verdiği ara sonrası bu hislerin benzerini iki kez yaşamıştık. Ancak Naomi Osaka'nın kişisel problemleri nedeniyle yaşadığı düşüş ve Barty'nin 26 yaşında raketini asmasıyla beraber rüzgârın yönü değişti. Şimdi beklentilerle boğuşma sırası Iga'da…

1988 Seul Olimpiyat Oyunları'nda Polonya'yı temsil eden kürekçi Tomasz Swiatek'in iki kızından biri olan Iga'nın sporla tanışması şaşırtıcı değildi. Fakat baba Swiatek, çocuklarını bireysel sporlara yönlendirerek başarı şanslarının tamamen kendi ellerinde olmasını istemişti. Hem örnek aldığı hem de mağlup etmek istediği ablası Agata'nın izinden giden Iga'nın tenis hayatı böylece başladı. Tabi Swiatek Kardeşler'in sadece bir tanesi profesyonel tenis dünyasına adım atabilecekti. Gençler seviyesinde Wimbledon şampiyonluğu yaşayan, büyüklerde oynadığı ilk Grand Slam turnuvasında tur geçen ve sadece altıncı denemesinde birçoklarının kariyerleri boyunca hayalini kurduğu slam kupasını kaldıran Iga'nın gelişim hızı baş döndürücüydü.

Swiatek, 2020'nin Ekim ayında boş tribünlere oynanan Fransa Açık'ta zafere ulaşarak sükse yaptı. Polonyalı raket için 2021 senesi nispeten renksiz geçecekti. "Sezona başladığımda çok stresliydim. Sponsorlarım bana güveniyordu ve onlara tek turnuvalık bir parıltı olmadığımı göstermem gerekiyordu" sözleriyle meramını anlatan Iga, önceki sezon yükselttiği standartların altında kaldı. Yine de tüm Grand Slam'lerde ikinci haftayı gördü, Paris'te çeyrek final oynadı, Adelaide ve Roma'da turnuvalar kazandı. Guadalajara'daki WTA Finalleri'nde Maria Sakkari'ye yenildiği maç sonrası gözyaşlarını tutamayan genç yıldız, "Sporda bunun pek fazla konuşulmadığını biliyorum ancak regl öncesi PMS (premenstrüel sendrom) döneminde olmam beni epey zorladı" diyerek bambaşka bir alanda farkındalık yarattı. Henüz yirmi yaşına ulaşmamış olmasına rağmen kort dışında da bir rol modeline dönüşme sinyalleri vermişti.

Michael Phelps'in depresyonla mücadelesi, Simone Biles'ın kazanma baskısı altında yaşadıkları, Mardy Fish'in tenis kariyerine mal olan psikolojik problemleri, Naomi Osaka'nın geçen yıl gündemden düşmeyen rahatsızlığı… Günümüzde sporcuların mental durumları eskisine nazaran fazlaca konuşulur oldu. Bunun diğerleri için ilham verici olduğu şüphesiz. Iga Swiatek de senelerdir spor psikoloğu Daria Abramowicz ile çalışarak kariyeri için çok önemli olduğunu düşündüğü zihinsel hazırlığı yapıyor. İkili, özellikle Fransa Açık şampiyonluğu sonrası gelen şöhretle beraber kort içi/kort dışı dengenin kurulması konusuna epey kafa patlatmışlar. Kariyeri boyunca birçok elit sporcuyla çalışan Abramowicz, konuyu şu sözlerle anlatıyor: "Iga'nın kort içinde birçok rutini, maç içindeki aralarda kendini maçtan uzaklaştırma ve rahatlama yolları var. Bunun haricinde bir marka oluşturma ve sponsor ilişkileri üzerine çalıştık. Eğer sporcu bu alanda kendini rahat hissederse tenis oynamaya ve toparlanma sürecine gerekli ihtimamı gösterebilir."

En başından itibaren yüksek bilinçle kurgulanan kariyerin çok geçmeden geldiği nokta, bu yolda ilerlemek isteyenler için dersler içeriyor. Şu anda tartışmasız şekilde alanının en iyisi olan Iga Swiatek'in alçakgönüllülüğü ve iletişim becerileri de öyle… Spor tarihinin büyük şampiyonları arasındaki en naif karakterlerden biri olan Rafael Nadal'ı idol olarak gören Iga, ona hissettiği hayranlığı bir an olsun gizleyemiyor. Rafa da genç meslektaşına duyduğu saygıyı, "Çok kolay maçlar kazanıyor. Bu çok özel ve bir yandan da çok zor. Birkaç sene evvel Paris'te şampiyonluk yaşaması sürprizdi ancak artık durdurulamaz gözüküyor. Iga çok spontane ve doğal birisi. İyi insanların başarılı olduğunu görmek beni mutlu ediyor." sözleriyle dile getiriyor.

Iga ve kahramanı Rafa'nın benzerlikleri sadece alçakgönüllülükleri ile sınırlı değil. Swiatek de kendini toprak zeminde âdeta evinde hissediyor. Bu zemindeki favori oyun paternini, "Büyük servis, topspin ve paralel backhand" şeklinde anlatıyor. Topa çok güçlü vuran bir oyuncu olmasına rağmen kadın tenisinin son yirmi yılına hükmeden tek tip güç oyuncularından fazla varyasyona ve kendine has bir stile sahip. 2022'de Indian Wells/Miami dublesi yaparak kendini sert kortta kanıtlayan Polonyalı yıldızın gelecekteki statüsünü tüm zeminlere hükmedebilme becerisi belirleyecek. Zira Nadal, toprak orijinli bir tenisçi olmasına rağmen sert kortta ve çim zeminde başarıların en büyüklerine imza atmıştı. Kadın tenisinin mevcut 1 numarası için sonraki hedef, sezonun her noktasında iddialı bir oyuncu haline gelmek olabilir. 2022'nin kalan aylarında bunu yapamayacağını kimse söyleyemez.

Zirvede olmanın zaman zaman sporcular üzerinde baskı yarattığına tanıklık ederiz. Fakat tıpkı 1 numaralı koltuktaki selefi Ash Barty gibi Iga Swiatek de bu yükü rahat tavırlarıyla bertaraf etmeyi başarıyor. Hatta bunu o kadar iyi yapıyor ki oynadığı üç setlik maçların sayısı gayet az. Sık sık 6-0'lık setler kazanarak oyunun her alanına hâkimiyet kuran Iga'nın güler yüzü ve kort içi karakteri arasında ciddi kontrast mevcut. Bu sezon tam 15 'bagel' (6-0'lık) set oynadı ve devam eden galibiyet serisinde yüzde 92,3'lük bir set kazanma oranına sahip. Mevzubahis istatistikler, rakiplerinin maça çıkmadan kafalarında mağlup olabileceği bir korku faktörü oluşturmaya başladı bile.

'Yeni Yıldız' unvanı ve geçmişin büyükleriyle yapılan kıyaslamalar kimi sporcuya iyi gelir, kimisine gelmez. Iga Swiatek, başarılarını sürdürdüğü sürece ister istemez kendini şaşaalı unvanlar taşırken veya efsanelerle kıyaslanırken bulacak. İlk andan beri zihnen ve bedenen buna hazırlandığı için büyük sorun yaşayacağını zannetmem. Denge kurma konusundaki becerisi, duygularını saklamayan sükûneti, gümbür gümbür tenisi ve sempatik karakteriyle Iga, bundan sonra kazandığı kalpleri asla kaybetmeyebilir…

Socrates Dergi