socratesXreflect_alt

Kış Uykusu

15 dk

Anadolu Efes üst üste ikinci kez EuroLeague şampiyonu oldu ama Belgrad'a giden yol, her zaman çiçeklerle bezeli değildi.

26 Eylül 2022

EuroLeague medya günü, takımlar için yeni sezonun perdelerinin gayrıresmi olarak aralandığı yerdir. Sezon boyu kullanılacak görseller için tüm oyuncular bir araya gelir; fotoğraf çekimleri, sponsor iletişimleri ve röportajlarla yoğun bir gün basketbolcuları bekler. 26 Eylül'de, son iki sezonu EuroLeague şampiyonu olarak tamamlayan Anadolu Efes kadrosu, Bağcılar'daki antrenman tesisinde bir aradaydı. Sohbet ettiğim oyuncular arasında Vasilije Micic de vardı. Vasa, olası bir üçleme ihtimalinden söz ederken bir an duraksadı ve şöyle dedi: "Dürüst olmak gerekirse, son iki EuroLeague şampiyonluğumuza dönüp baktığımda emin olduğum tek bir şey var, o da hiçbir şeyi tahmin edemediğin. Özellikle de geçen yıl olanları düşününce..." Haklıydı. Bir sezona bir ton şey sığmıştı ve bir noktada Kaf Dağı'nın ardında görünen kupa, bir kez daha İstanbul'a gelmişti.

1 Temmuz 2021

"MVP ile 3 yıl daha!" Anadolu Efes'in sosyal medya hesaplarından yapılan bu açıklama, yüreklere su serpmişti. Vasilije Micic, hem normal sezonun hem de Final Four'un en değerli oyuncusu olarak girdiği yaz aylarında, NBA seçeneklerini masada tutuyordu. Her açıklamasında sırf gitmiş olmak için değil gerçekten ona inanılan, oynayacağı rol konusunda hemfikir olabileceği bir takım için bu geçişi yapacağını ifade etmişti. NBA haklarını elinde tutan Oklahoma City Thunder ise halihazırda bir yeniden yapılanma sürecindeydi. Play-off yarışında olmayacaklardı ve Micic de mutlu olmayacağı bir senaryo için kral olduğu sahneyi terk etmeye razı değildi. NBA hayalini, doğru zamana erteledi ve İstanbul'da kaldı. Anadolu Efes, iki süper yıldızı Micic ve Shane Larkin'in etrafına kurulan kazanan formülü bozmamayı seçti. Kadroyu, tek bir istisna hariç korudu. İlk şampiyonlukta büyük rol oynayan Sertaç Şanlı, Barcelona'nın teklifini kabul etmişti. Yerine genç Filip Petrusev'de karar kılındı. Son şampiyon, sezona hazırdı. Ya da öyle sanıyordu.

18 Ekim 2021

EuroLeague sezonu, Efes için kâbus gibi başladı. 30 Eylül'deki açılış maçı Real Madrid'e karşıydı. Henüz ilk yarıda fark İspanyol temsilcisi lehine 15'e çıkmış, Shane Larkin dışında takımda ayakta kalabilen olmamıştı. Ergin Ataman, maç sonunda "Bu basketbolla 30-40 sayı fark da yiyebilirdik" demişti. Takip eden üç maç, bu öngörüyü doğrular nitelikteydi. Sırasıyla CSKA Moskova, Asvel ve Milano'ya da kaybeden Efes, panik tuşuna basmıştı. Krunoslav Simon'un hazırlık döneminde Milano'daki maçta yaşadığı sakatlığın sezonun ilk maçında nüksetmesi ve Beaubois'nın sezona yavaş girmesi, takımı pazarda bir dış yaratıcı aramaya itmişti. NBA macerası kısa süren Elijah Bryant, İstanbul'a doğru yola çıkmıştı.

Bryant'ı Efes için iyi bir tamamlayıcı yapan iki ana özellik vardı. İlki, önceki sezonlar Maccabi Tel Aviv'de topa hükmetmeyi seven iki guard Scottie Wilbekin ve Tyler Dorsey ile beraber oynamıştı. Bu açıdan, Micic ve Larkin'in yanında kendine bir rol edinmek konusunda bir ihtisasa sahipti. Pandemide yarım kalan sezonda Maccabi'yle ilk dört yarışına giren kadronun mühim parçalarındandı. Bir diğer konuysa savunmada getirdiği sertlikti. Takımın sezon içinde bir savunma kimliğine bürünmesinde Bryant'ın varlığı da etkili olacaktı. Ayağının tozuyla Unics Kazan'a attığı 14 sayı, Efes'e sezonun ilk galibiyetini getirmişti ama takım, hâlâ hayal ettiğinin çok gerisindeydi. 27 Ekim'de OAKA deplasmanında Panathinaikos'a karşı alınan 95-69'luk mağlubiyet, sezonun en dip noktasıydı. Bu sonuçla ilk 6 maçından sadece 1 galibiyet çıkarabilen takım, 2001 sonrası dönemde EuroLeague'e en kötü başlayan şampiyondu.

Filip Petrusev

Filip Petrusev

22 Aralık 2021

Kış uykusunun iki tipi vardır. Hibernasyonda canlılar, tüm kışı uyuyarak geçirirken torpor uykusundakiler, bir tehdit unsuru fark ettiklerinde hızla uyanabilir ve yaşamsal faaliyetlerine dönebilirler. Anadolu Efes de sezon başında bir kış uykusundaydı ve bu kötü açılış, torpor uykusundan uyanmak için yeterli tehdidi oluşturmuştu. 29 Ekim'deki 94-60'lık Zalgiris galibiyetinden itibaren Efes, 11 maçtan 8 galibiyet çıkarıp play-off yarışından kopmayacağını gösterdi. İstatistikler de keskin değişimi doğrular nitelikteydi. Sezonun ilk altı maçının ardından hücum verimliliğinde ligin alt yarısında kendine yer bulabilen Efes, bu 11 maçlık serideyse ligin en verimli hücum takımı haline gelmişti. Asıl dramatik değişimse savunma tarafındaydı. EuroLeague'in ilk aydaki açık ara en kötü savunma takımı, sonraki periyotta kendini bu departmanda ilk 6'ya sokmuştu. Bu süreçte 100 pozisyon başına rakiplere 15.3 sayı fark atmış, şampiyonun tavanının hâlâ epey yukarıda olduğunu kanıtlamıştı.

Bu seri, kara bulutları dağıttı ama her derde de bir deva bulunamadı. Ana problem, beş numara pozisyonundaydı. Petrusev hazırlık döneminde skor üretimiyle dikkat çekmiş, hatta Ergin Ataman, medya mensuplarıyla bir araya geldiği medya buluşmasında "Sertaç'a göre fiziksel olarak biraz daha zayıf ama daha atlet, çok hızlı devrilebilen, ikili oyunları çok iyi oynayabilen bir oyuncu. Bu yüzden belki de zaman zaman sekizinci vitesi zorlayabiliriz hücumda" cümlelerini sarf etmişti. Evdeki hesap, çarşıya uymadı. Sırp uzunun savunma zaafları, onu uzun süreler parkede tutmayı imkânsız kıldı.

Geçen yaz sezona dair sohbet ettiğim Anadolu Efes yardımcı antrenörü Yakup Sekizkök, Petrusev ile ilgili, söze "Sertaç'a benzer profilde birini aradık. Mike Tobey'yi istedik, Valencia çok yüksek bir para talep etti. Jock Landale olmadı. Petrusev'i de çok beğenerek almadık aslında. Şunu düşündük: Genç, potansiyelli bir oyuncu. Adriyatik Ligi'nde en değerli oyuncu seçilmiş. Tüm negatif yönlerini biliyorduk ama şubat, mart aylarını hedefleyerek, oyuncunun tıpkı Sertaç gibi gelişim sağlayacağını umarak elimizdeki iki uzuna güvendik ve bir rotasyon oyuncusu olarak aldık" diye giriyor.

Ergin Ataman

Ergin Ataman

Hatta hazırlık dönemindeki performansı, Yakup Hoca'ya kendini sorgulatmış: "Ya dedim, herhalde ben iyi izleyemedim oyuncuyu. Hücumda hep doğru hareket ediyordu. Savunmada belki ribaundlarda etkili değildi ama blok zamanlaması bizi heyecanlandırdı. Sonra sezon başlayınca, rakipler savunmayı sıkılaştırıp korakor maçlar başlayınca, o çekindiğimiz defolar ortaya çıktı. Basit top kayıpları, savunmada geri çekilmesi, temassız ribaund alma isteği derken ondan verim alamadık. Burada aslında en büyük problem Petrusev'in rotasyonda 3. uzun olmayı kabul etmesiydi. Daha fazla süre almak, Tibor ve Dunston'ın önüne geçmek için çabalamadı."

Sezon içinde Petrusev'in yerine bir hamle düşünüldüğünü Koç Ataman da basın toplantılarında ifade etmişti. Yakup Hoca, Sırp oyuncunun ayrılmasına ramak kaldığını anlatıyor: "Sezon ortasında Kızılyıldız'ın bir ilgisi vardı, Petrusev de gitmeye hazırdı. Biz piyasaya baktık. Johnathan Motley'yi yokladık, o Kuban'dan çıkmadı. NBA'den kesilen, Gelişim Ligi'nde, Çin'de oynayan belki 7-8 oyuncu izledik ama hiçbirini beğenmedik. Dedik ki zaten bizde birinci pivotumuz Tibor (Pleiss) var, çok iyi bir yedek (Bryant) Dunston var. Petrusev'den bir gömlek yukarıda bir oyuncu alacağız diye Pleiss ve Dunston'ın dakikalarını azaltmak istemedik. Nitekim Dunston sezon ortası oyununu büyüttü. Pleiss da bana göre play-off ve Final Four döneminde EuroLeague'in en iyi uzunuydu."

30 Ocak 2022

"Başantrenörümüz Ergin Ataman yaşadığı üst solunum yolu enfeksiyonu sebebiyle Fenerbahçe Beko müsabakasında takımımızın başında sahaya çıkamayacaktır."

Kulüpten yapılan açıklama, ligdeki derbiden önce gelmişti. Bir yandan, iki hafta önce Barcelona deplasmanındaki maçın yankıları sürüyordu. Ergin Ataman, o maçta oyundan atılmış, bir süre sahadan çıkmayı reddetmiş, akabinde tünele yürürken Palau Blaugrana'daki taraftara dönüp "Kupayı ben kazandım" hareketi yapmıştı. Gelen tepkiler sonucu içeride tansiyon yüksekti. Tam bu sürecin üzerine gelen o rahatsızlık, Ataman'ın ligdeki Fenerbahçe Beko ve deplasmandaki CSKA maçlarını kaçırmasına yol açtı. Koç Yakup Sekizkök'e göre bu, Ergin Hoca'nın nefes almasını sağladı: "O yoğun tempoda 1 hafta da olsa soluklanmak, Ergin Hoca'ya çok yaradı. Takıma döndüğünde tazelenmişti, oldukça iştahlı geldi. Oyunculara karşı çok daha sakin, daha ılımlıydı. Öğrencilerin bahar tatili gibi oldu o birkaç gün gerek koç gerekse de oyuncular için." Efes önce o iki maçı, akabinde Ataman'ın takıma döndüğü Asvel maçını kazandı, normal sezonun son bölümüne moralli girdi. Derken, ligin seyrini tamamen değiştirecek olay yaşandı.

Tibor Pleiss

Tibor Pleiss

7 Mart 2022

Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaş, ligde bulunan üç takımın ve genel resimde sezonun gidişatının üzerinde kara bulutlar doğurdu. Neticede lig yönetimi, kararı lisans sahibi takımlara bıraktı ve oylama sonucunda Rus takımlarıyla oynanan maçların geçersiz sayılmasına karar verildi. Bu sonuç, Rus takımlarına karşı kötü sonuçlar alan Anadolu Efes, Maccabi Tel Aviv gibi takımlara yaradı ve o mağlubiyetler denklemden çıkınca play-off dışında kalma riski de ortadan kalktı.

Final Four öncesi son engel, Milano serisiydi. Serinin imza maçıysa ilk maçtı. Anadolu Efes, ev sahibi avantajı olmadan başladığı serinin ilk maçında, Mediolanum Forum'da rakibini 48 sayıda tutarak kazandı. Yakup Hoca, o günü "Bütün sene ısrarla uygulamaya çalıştığımız savunmadan yüzde yüz verim aldığımız bir maçtı" diye hatırlıyor. Akabinde, savunma stratejilerini şöyle açıklıyor: "Oyuncular bazen savunmada farklı şeyler istiyor. Kısalar, uzunların show-up yapmasını; uzunlar, tersteki oyuncunun yardıma gelmesini ister. Biz, bunların rakibe avantaj verdiğini düşündüğümüz için ikili oyun savunmasını yardımsız çözmek adına Türkçede kaleci dediğimiz, uzunu perde hizasında tutup sorumluluğu kısanın topa yaptığı baskıya vererek 2'ye 2 çözmeye çalışıyoruz. O gün, herkesin yüzde yüzüyle efor koyduğu bir maç oldu."

İkinci maç da fena gitmedi ama Shavon Shields'ın ikinci yarıya 19 sayı sığdırdığı ekstra performansı, maçı Milano'ya getirdi. "İkili oyun sonrası bire birlerde Shields'ın yüksek yüzdeli orta mesafe oyunu bizi yıktı. Yoksa biz o gün de kazanır, İstanbul'da tek maçta işi bitirirdik" diyor Yakup Hoca. Sakatlıkların damga vurduğu seride Milano Nicolo Melli, Gigi Datome, Sergio Rodriguez gibi oyunculardan, Efes ise Simon ve Beaubois'dan sınırlı katkı alabildi. Efes, İstanbul'daki iki maçta da hata yapmadı ve Belgrad biletini cebine koydu.

21 Mayıs 2022

Vitoria'yı hatırlıyorum. 2019 EuroLeague Final Four'unu yerinde takip ederken Efes'in oyunculardan yöneticilerine yeni bir sahneye çıkmanın heyecanını taşıdığını gözlemlemiştim. Belgrad'da ise açılış basın toplantısından itibaren, Koç Ataman'dan kulübün her üyesine kadar herkese bir rahatlık hâkimdi. "Buraya aitiz" düşüncesi, herkese sirayet etmişti. Yarı finaldeki rakip, sezonun flaş takımı Olimpiakos'tu.

Micic'in Vezenkov'un üzerinden yolladığı üçlükle şairane bir finale sahne olan galibiyetin ardından, rakip koç Georgios Bartzokas'la sohbet etme imkânı buldum. "Son bölümde, deneyim eksiğimiz canımızı yaktı" diye başladı, o son pozisyonu hâlâ kafasında düşündüğünü ele vererek devam etti: "Şikâyet edemem. İyi bir maç çıkardık. Son pozisyonda, Micic'in sağına penetre etmesini engellemeye çalıştık. Soluna zorladık. El üstü, epey zor bir şuta sevk ettik ama isabeti buldu. Hakkını teslim etmeliyim, harika bir oyuncu ama... Farklı bir şey yapmalı mıydık?" Elbette bu soruya Koç Bartzokas'tan daha iyi bir cevabım yoktu. Gülerek cevabını noktaladı: "Bilmiyorum, belki de..." Basketbol böyle bir spor. Bazen en doğru kararı verseniz, en iyi savunmayı yapsanız da süper yıldızlar, neden bu apoleti taşıdıklarını hatırlatabiliyor.

Real Madrid'in çift haneli farktan dönüp Barcelona'yı elemesi, Anadolu Efes'i mutlu etmiş miydi? "Keşke Barcelona gelseydi" diyor tereddüt etmeden Koç Sekizkök. "Barcelona çok sıkı bir sistem takımı. Oraya nerede çomak sokabileceğinizi daha iyi kestirebiliyorsunuz." Real Madrid finali içinse üç ana noktayı öne çıkarıyor Yakup Hoca: "İlki, çok inandığımız, her zaman parkede tutmaya çalıştığımız Adrien Moerman yerine Chris Singleton'ı ana planda kullanmaktı. Bize savunmada katacağı artıya güvendik."

Singleton, sadece dört sayı atmasına rağmen maça savunma tarafında hükmetmiş, son çeyreğin başında orta sahada Fabien Causeur'ü tuzağa düşürerek elinden söküp aldığı top, finalin sembollerinden olmuştu. Sahanın bir diğer yıldızı Pleiss'tı. İkinci yarı 29 sayı atabilen Efes'te bu sayıların tam 17'si Alman uzundan geldi. Yakup Hoca, özellikle adam değişme savunmasından sonra kısayla kaldığı pozisyonlar için talebini hatırlıyor: "'Mannschaft, hücum ribaundu!' diye bağırdık ona, aramızdaki lakabıyla. Sonuna kadar gitmesini istedik. Ürettiği sayılarla kısaları rahatlattı."

Rodrigue Beaubois, Vasilije Micic ve Shane Larkin

Rodrigue Beaubois, Vasilije Micic ve Shane Larkin

Koç Sekizkök'e göre son kritik kısım da savunmadaki bir ödev değişimi: "Llull'ün ikili oyunda Larkin'i arkasına alıp bir süre bekleyerek zaman kazandığı, o boşluktan üretim sağladığı bir sekans vardı. Birkaç pozisyon sonra eşleşmeyi değiştirdik; Elijah Bryant, Llull'ü aldı. Bryant, fiziksel gücünü kullanıp onun sürekli önünde kalmayı başarınca Real Madrid'in hücumu sekteye uğradı."

Kafa kafaya girilen son dakikada Real Madrid faullerini akılcı kullanamayıp saniyelerin erimesine müsaade edince Larkin'in kaçan şutunda oluşan ribaund pozisyonuyla süre doldu. Efes, 2001 sonrası dönemde üst üste ikinci kez EuroLeague şampiyonu olan üçüncü takımdı. Aynı gece mesai arkadaşımız Uğur Ozan Sulak'ın duyurduğu Will Clyburn transferi, Efes için akıllara hemen üçleme ihtimalini getirdi.

Türk basketbolu, kulüp seviyesindeki başarısıyla 2010'ların ortasından beri EuroLeague'e damga vurdu. Fenerbahçe Beko'yla başlayan Final Four geleneği, Anadolu Efes'le yeni onyıla taşındı. 1970'lerdeki İtalyan hâkimiyetinden beri ilk kez bir ülke üst üste 6 finale bir temsilcisini göndermeyi başardı. Bu sezonun ilk yarısı itibarıyla, bu serinin devam etmesini umabiliriz. Hikâyesini sayfalarına taşıyacak bir Socrates Dergi kalmayacak olsa da...

Socrates Dergi