socratesXreflect_alt

Ada Hatırası

4 dk

Premier Lig, izleyicisine vadettiği heyecanı bu sezon da ziyadesiyle sundu. 2022'de Ada topraklarından akıllarda kalan beş olay karşınızda…

Eriksen'in Dönüşü

Çoğumuzun donakaldığı, bazılarımızın "Hayır" diye bağırarak televizyondan uzaklaştığı, dehşete düştüğümüz andı Christian Eriksen'in Euro 2020'de kalp krizi geçirdiği anlar.

Hayata dönmesi dahi futbolseverlerin sevinmesi için yeterliyken, Eriksen'in futbola dönmek için uğraştığı haberleri garip bir korku vermişti. Serie A'da acil durum halinde hayata döndürülmesi için gereken medikal ekipmana sahip olunmaması sebebiyle, Eriksen'in Inter'deki kontratı iptal edildi. O da önce Danimarka ekibi OB ile antrenmanlara çıktı, ardından Premier Lig'in Danimarka şubesi Brentford'la altı aylık sözleşme imzaladı. İmkânsız gibi gözüken şey, gerçekleşmek üzereydi.

S Sport'taki spiker arkadaşlarla, "Eriksen'in ilk maçı kime denk gelecek acaba?" muhabbetimizi hatırlıyorum. Herkeste "Ya bir şey olursa" korkusu vardı zira. 26 Şubat 2022'de, Newcastle United karşısında futbola ve tam anlamıyla hayata döndü Eriksen. Hem de kalp krizi geçirdikten sonra kendisinin yerine oyuna dahil olan Mathias Jensen'in kenara gelmesiyle.

Newcastle United'ın Dönüşümü

'Sportswashing', uzun bir legal süreç sonunda, -çığ gibi büyüyen tepkilere rağmen- Newcastle United'ın Suudi Arabistan yatırımına satılması sonrası literatürdeki yerini perçinledi.

Yeni sahiplerin fütursuzca para saçacağı, deneme yanılmalarla hem kulübü hem de ligi olumsuz yönde etkileyeceği, Suudi Arabistan'da hemen her gün gerçekleşen insan hakları ihlallerinin göz ardı edileceği korkuları devam ediyor… Saha içinde ise takımın başına Eddie Howe'u getirip, iskeleti de gösterişsiz bir akılcılıkla kuran yeni yönetim, Newcastle United'ı düşme hattının sabit ekibi görüntüsünden, ileride şampiyonluğa oynayacak takım potansiyeline ulaştırdı. İleride büyük bir kupa kaldırdıklarında önce satışın tamamlandığı 12 Ekim 2021'i, sonra da dönüşümün gerçekleştiği 2022 yılını anacağız sanırım.

Manchester United ve Ronaldo Gerginliği

Feyyaz Yiğit'in Manchester United için yazdığı 8-9 Senedir Kendimi İyi Hissetmiyorum adlı eseri, her geçen sezon sayı güncellemesi istiyor. Glazer'lardan son sürat aşağıya inen, inerken de yolunda ne varsa paramparça eden felaketlerle çevrili bir kulüp United. Kulübün futbol aklının olmayışı, sürekli değişen teknik direktörler, anlamsız ve başarısız transferler, toksik ortam ve düşen oyuncu performansları, Manchester United'ın son birkaç yılının özeti oldu. Fakat 2022'nin sonunda Cristiano Ronaldo'yla yaşananlar United için bile çok fazla.

2022-23 sezonu başında takımdan ayrılmak istediğini açıklayan Ronaldo'nun kalması, yeni teknik direktör Ten Hag'ın Ronaldo'ya takımda yer bulmaya çalışırken işlerin çok kötü gitmesi, Ronaldo'nun 11'den kesilmesiyle takımın yükselen formu ve tam Dünya Kupası öncesinde Ronaldo'nun Pierce Morgan'a verdiği röportajla ipleri tamamen koparması.

İki tarafın da berbat yönettiği, sonunda -en azından şimdilik- Ronaldo'nun kaybettiği, tatsız, yıllar sonra United'ın çöküş dönemi anlatılırken ana noktalardan biri olarak anılacak bir kopuş.

Erling Haaland'ın Transferi

Erling Haaland adlı Marvel karakterinin bir gün Premier Lig'e geleceği kesindi ancak apansızın babasının eski takımına transfer olmasına sanırım hepimiz hazırlıksız yakalandık.

Oynadığı ligleri izlememiş olanlar dahi akılalmaz istatistiklerine hâkimdi. Snob Premier Lig izleyicisi ise Norveçliyi küçümseyici "Burası Bundesliga'ya benzemez" tavrıyla karşıladı. Adaptasyon süreci, Guardiola oyununa geçiş, ligin temposu, fiziksel değişim falan vız geldi, tırıs gitti Haaland'a. Girer girmez ligi kırdı geçirdi. Sadece attığı gollerle değil; o golleri atma şekli, maç içindeki fiziksel aksiyonları ve klasik olmaya aday maç sonu röportajlarıyla birlikte Premier Lig'e ait olduğunu gösterdi. City'de, Premier Lig'de ne kadar kalır bilmek çok mümkün değil ama olur da ayrılmazsa kıramayacağı rekor yok.

Manchester City 3-2 Aston Villa

Manchester City 2011-2012 sezonunu şampiyon olarak tamamladığında herkesin aklında Martin Tyler'ın "Agüerooo" çığlığı kalmıştı. City o gün kazanması gereken maçta QPR'a karşı evinde 2-1 geriye düşse de iki uzatma devresi golü, ilk şampiyonluğu getirmişti.

Tabii ki 22 Mayıs 2022'de durum daha farklıydı. City, galip geldiği durumda bir puan gerisindeki Liverpool'un Wolves karşısında alacağı skorla ilgilenmeyecekti. Ancak herkesin aklında Steven Gerrard'ın çocukluk aşkına güzel bir hediye verip veremeyeceği sorusu vardı.

Villa, 69'uncu dakikada Coutinho'yla 2-0'ı bulduğunda herkes 2011-12 sezonunun tam tersinin yaşanacağını düşünmüştür büyük ihtimalle. İlkay Gündoğan hariç. Beş dakikada gelen üç gol hem City tarihine yeni bir kupa getirdi hem de sezon sonu heyecanıyla taşikardiye teşne futbol camiasına asla unutmayacağı bir maç hediye etti. Tarihi sezon, epik bitti.

Socrates Dergi